‘uzun zamandır yazamıyordum.. reis kaç gündür kafamın etini yedi , bebişimizi boşladın yazmıyorsun dedi ve fırçayı çekti.. dedim iki kelime de olsa bir şey yazayım reis’ten kalay yemeyelim bir daha ; fakat arkadaş ne yazayım , nereden başlayayım şaşırdım.. o kadar çok yazacağım şey , o kadar yağacağım kişi ve olay var ki yazmak için fırsat arıyorum , bir kıçımın üstüne oturabilsem ama nerde.. saçma sapan işlerle , sorunlarla kafam o kadar dolu ve kafam o kadar ‘boş ki’ ne yazacağımı gerçekten şaşırdım..
arabada kaç gündür ‘agora meyhanesi’ çalıyordu müzeyyen’den , bari dedim onu sizinle paylaşayım.. izmir’li şair onur şenli’ye ait ‘agora meyhanesi’ şiirini en güzel yorumlayanlardan birisi de müzeyyen senar’dır.. sanat müziğinde bayan sesler arasında müzeyyen ablamız hep en büyüktür benim için.. az dert ortağım olmadı içerken bana.. agora meyhanesi muhayyer kürdi makamında ‘ismet nedim saatçi’ tarafından bestelenmiştir.. birçok sanatçı tarafından seslendirilen bu eserin zeki müren , müzeyyen senar , nesrin sipahi ve fecri ebcioğlu yorumları mutlaka dinlenmesi gereken yorumlardır..
bu şarkıyı öncelikle binlerce litre alkolü tüketmeme sebep olan ‘ikizim’in , sonra tüm ‘aylakadamız’ takipçilerinin beğenisine sunuyorum.. reis zaten beğenir demeyeceğim onun da şarkısı bu çünkü..
müzikle ve gülüşünüzle kalın..’
Crockett..
AGORA MEYHANESİ
sana bu satırları
bir sonbahar gecesinin
felç olmuş köşesinden yazıyorum.
beş yüz mumluk ampullerin karanlığında
saatlerdir, boşalan kadehlere
şarkılarını dolduruyorum,
tabağımdaki her zeytin tanesine
simsiyah bakışlarını koyuyorum
ve kaldırıp kadehimi
bu rezilcesine yaşamların şerefine içiyorum:
burası agora meyhanesi
burda yaşar aşkların en madarası
ve en şahanesi
burda saçların her teline
bir galon içilir
sen, bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin
bu sekiz köşeli meyhane seni bilir.
burası agora meyhanesi
burası arzularını yitirmiş insanların dünyası.
şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı
boşalan ellerimde
kahreden bir hafiflik.
bu akşam
umutlarımı meze yapıp içiyorsam
elimde değil.
bu da bir nevi namuslu serserilik.
dışarıda hafiften bir yağmur var
bu gece benim gecem
kadehlerde alaim-i semaların raksettiği,
gönlümde bütün dertlerin
hora teptiği gece bu
camlara vuran her damlada
seni hatırlıyorum
ve sana susuzluğumu…
birazdan plaklarda şarkılar susar,
kadehler boşalır,
umutlar tükenir
mezeler biter
biraz sonra
bir mavi ay doğar tepelerden
bu sarhoş şehrin üstüne,
birazdan bu yağmur da diner.
sen bakma benim böyle delice efkarlandığıma,
mendilimdeki o kızıl lekeye de boş ver
yarın gelir çamaşırcı kadın
her şeyden habersiz onu da yıkar;
sen mes’ut ol yeter ki
ben olmasam ne çıkar.
dedim ya:
burası agora meyhanesi
bir tek iyiliğin tüm kötülüklere
meydan okuduğu yer
burası agora meyhanesi,
burası kan tüküren
mes’ut insanların dünyası..
ONUR ŞENLİ